23 Şubat 2012 Perşembe

Ben kimim? ya da SEN?


Ben kendi egolarım uğruna sözler verdiğim kişileri bir çırpıda silen birisiyim…
Tatminlerim için tükürdüğümü yaladığımın farkına varmayanım…
Esasında bayada bencilim…
Ailemin belli bir sürelik daralmışlığında isyan edip,
Kendi kendimi dolduran,
Tabir-i caize gaza getiren ve önüne hedefler koyan,
Ama bunları rahata ulaşında unutanım…
Sıkıyı görünce pes eden,
Rahata gelince ağustos böceği edasındayım…
Ben dostlarımı en ağır şekilde kıran,
başım sıkışınca hemen arayıp yardım isteyen,
arkasından gene keyfim uğruna dostlarımı hiçe sayanım…
Söylediğim hep doğrudur diyen,
Ama yanlışı yapınca pişman olmayanım…
Sevgilimden ayrılınca hemen eskileri karıştıran, ya da yenilerle unutmaya çalışanım…
Birisinin kalbini kazanmak adına abidik gubidik şeyler yapan,
Hevesim geçince de umursamayanım…
Beni sevenin gururunu hiçe sayıp “beni kıskansında keyfim yerine gelsin” diyenim.
Birisine “kanka, kankam vs.” edasıyla yanaşıp,
Zamanın onunla iyi geçtiğini anlayınca kankalıktan çıkıp sevgili olanım…
Seviyorum diyerek, sevdiğimin hemen ardından işler çevirip,
Sevdiğim kişinin kızacağını bildiği halde köşe bucak saklayarak üç buçuk atanım…
Eleştiriye kapalı olan ve ağzına gelen ilk cümleyle cevap veren,
Kendi dediğimin olmaması üzerine kızıp öfkelenenim…
Ona buna laf söyleyip,
Onu bunu eleştirip ardından aynılarını yapanım…
Çevremdekileri başkalarıyla kıyaslayıp değerlendirenim…
Sevmediğim insanların arkasından konuşup,
Yüzlerine gülümseyenim…

Ben Kimim biliyor musun? 
Aslında ben yokmuşum da, sen, ben yazmışım gibi notlar tutuyormuşun kendi kendine…

13 Şubat 2012 Pazartesi

Hay s!ksinler sizin 14’ünüzüde, Şubat’ınızıda…


Herkes bi yalnızlar da, tekler de vs. 14 şubat geliyor sevgilim yok triplerinde… Gidip “tamam, şimdiden başlarsak 14 şubata kadar sevgili oluruz birlikte geçiririz, akşamına da sevişiriz” denildiğinde; “öfff salak” diye cevap vermeler?
Neyin peşinde sizin lan? Ya ne olacaktı?
14 şubat’ta sevgilim yok diye hayıflanmıyor musunuz? Eee Tamam işte 14 Şubatlık istiyorsunuz mk? Ne oldu?

6 Şubat 2012 Pazartesi

Mesajda son cümle kalıcıdır.

Hangi kadınla mesajlaşıyorsan mesajlaş farketmez. Hoş mesajlaşmaktan nefret ederim ama bazen mecbur kalınıyor. İşte bu durumlarda sakın ama sakın tartışma yaratacak bir cümle yazmamak gerekliyor. Çünkü her kadının genetiğinde vardır; algıda seçicilik ve seçicilikte kavga çıkartıcılık”. Ki bazen iki konu birden mesajda konuşulur o zamanlarda daha dikkatli olmak gerekir. Konunun yanlış anlaşılıp patlak vermesi muhtemeldir. Çok uzun zaman önce ben bunu kafamın en kolay ulaşılabilir bir bölgesine kazıdım, çünkü herhangi bir mesajlaşmada olası durum;
- ya tamamda o gün öyle dememiştin.

12 Ocak 2012 Perşembe

3 adımda hayatın ilk 10 adımı…



Bunca zamandır bilgisayarla teknolojisiyle içli dışlıyım edindiğim 2 kural her problemimi çözdü…
Birincisi, birşey çalışıyorsa ellemeyecek, kurcalamayacaksın…
İkincisi Bir şey çıkmıyorsa zorlamayacaksın…
Devir teknoloji devri ya hani, iyi bende bunları hayatıma uygulayayım dedim ve…
Evet ardından başarılı sonuçlar geldi..


Kural 1


“Herhangi bir şey iyi gidiyorsa ellemeyeceksin. o kadar iyilikle yetineceksin.”


Bu sevgili olur, Arkadaşlık olur, iş olur, olur, olur, olur…
Farketmez hayatında upgrade olayını kaldıracaksın kısacası…
Sevgilinle mutlu iken ve dahada mutlu olabilmesi için biraz daha ince ve ondan bir adım önce mi düşünmek istiyorsun?
Bunu yapmayacaksın…
Mutluluğunuz 5kg ise o kadarından fazlasını vermeye çalışmayacaksın.
Anı yaşayıp keyfine bakacaksın her seferinde.
İlerisini, iyisini, incesini düşünmeyeceksin.
Arkadaşınla mesafen iyiyse daha iyi yapmak için adım atmayacaksın.
Mesafe neyse o şekilde kalacak.
Sonra başın ağrımasın.


Kural 2


“Herhangi bir şey olmuyorsa zorlamayacaksın.”


Ben bunu başarırım, ben bunu hallederim, eninde sonunda…
Bırakacaksın…
Salacaksın akıntıya…
Ne olursa olsun…
Farklı şeyler deneyeceksin hayatında…
Olmuyorsa zorlamayacak, peşinden koşmayacaksın…
Bir arkadaşlık problem çıkartıyorsa salacaksın gidecek…
Arkadaşın küstü vs?
Sal gitsin…
Sakın zorlama neden? niye? diye…
Farklı şeylere yönel…
Sevgilinle problemler var ve alışması gerek…
Fakat bir türlü aşamıyorsun…
Dönüp dolaşıp işin içine yalan dolan vs.. canını sıkan neyse tekrardan başa sarıp karşınamı geliyor?
Rüzgar veya akıntıya ver gitsin…
Zorlama…


Kural 3 ve en önemlisi…


“Herkes ne duymak istiyorsa onu söyle…”


İşte can alıcı kısmı hayatın…
Sakın ama sakın içinden geçen DOĞRULARI değil…
Sadece onların duymak istediklerini söyleyeceksin…
Bir arkadaşın sana göre yanlış bişey yapmak üzere olduğunda bile ona, onun duymak istediğini söyle…
Aynısını sen daha öne yapmış ve başına bela almışsan bile bunu deme…
Sadece onun duymak istediğini söyle…
Onu korumaya çalışmak senin neyine?
Sevgilinin sana göre hatalı adımı sonucunda bile ona duymak istediğini söyle…
Kendi doğrularının sadece ama sadece sana göre önemi vardır…
Ruj, rimel, parfümü kötüyse bile “SÜPERSİN BAYILDIM” diyeceksin…
Bir konuda yüzde yüz emin olsan bile bunu dile getirmeyecek herkes ne duymak istiyorsa onu söyleyeceksin…
Bunları böyle söyledikçe göreceksin ki;
En iyi Dost,En iyi Arkadaş,En iyi Sevgili olacaksın…


Şimdi gelelim zurnanın zırtladığı yere?
Diyorsunki;
Saçma salak şeyler yazmış…
1. kural bana göre değil ben sevgilimi mutlu etmek isterdim…
2. kural bana göre değil zorluklardan kaçmayı sevmem kaçmamda…
3. Kural bana göre hiç ama hiç değil. Sahtekarca, yalan dolan kokuyor…
Tamam ben aksini zaten inkar etmedim…
Bende hep bunların tersini yaptım zaten.
Peki o halde şöyle diyeyim sana


Sevgilinle aran çok iyi gidiyordu ve daha çok mutlu etmek için daha ince ve önce düşünerek hareket ettin hep ve?… Sonuç?
Sevgilinle bir ton zorluk vardı hepsini aştınız zamanla ve… Sonuç?
Doğruları söyledin, olmadıysa olmadı, olduysa oldu, gerekirse en sert çıkışlarla kendi doğruların uğruna dile getirdin ve… Sonuç?
Elin bir eli tutuyorsa ne mutlu sana.
Tebrikler… Böyle devam eder hep mutlu olursun umarım…
Elin, benim gibi, diğer elini tutuyorsa kurallar tam senlik…
Son olarak;
Kendine iyi bak, diğer herşeyi siktir et.



10 Ocak 2012 Salı

Karanlıktaki Silüet


Hişşşşşşt.
Dur bi dinle.
Sessizliği dinle.
Sessizliğin içinde kaybolana kadar dinle sessizliği.
Bak bi etrafına kim var?
Sadece gördüklerin?
Belkide onlarda yok esasında.
Sen orada olmasını istiyorsun diye vardır.
Kandırma kendini.
Tekrar bak bakalım var mı kimse?
Yalnızsın esasında.
Sıkıntıdan patlıyorsun benim gibi.
Dar geliyor kocaman yerler bile.