11 Mayıs 2012 Cuma

Blogları Okurken...

Blogları okurken
Şunu farkettim bloğa bişeyler yazmaktan çok okuyucu rolündeyim. Haftada bir belki iki hafta bir yazıyorum ama her gün gazete okur gibi blogları dolaşıyorum. Yazmama sebebim ise üşengeçlikten kaynaklanıyor. Çünkü uzun yazılarımın çoğunu önce deftere yazıyorum sonrada bilgisayara geçirmeye üşeniyorum. Neyse okuduğum kimi blogu pek iplemiyorum (moda vs. çünkü bana göre değil), kimisi de baya sürükleyici roman tadında yazıyor ki onları takip etmeye çalışıyorum. Onların dışında sürekli iletişimde olduğum ve her yazısını okuduğum (yorum atmayı unutsam yada atacak yorum bulamasam da) blog/bloggerlardan bahsedecem biraz. Daha doğrusu onları okurken nasıl gördüğümü anlatacam. Nasıl oluyorsa kişiselleştirdiğimin farkına vardım geçende. Herhalde ilk tanıştığımdan yada okuduğumdan bu yana nasıl bi profil çizdilerse gözümde o gün bu gündür yazdıklarını okurken hemen her zaman aynı şeyi yaşıyorum okurken.

Önümüzdeki 5 yıl boyunca serbest bir ilişkimizin bulunduğu hatun. İlk tanıştığım blogger. Bu hatunun yazılarını okurken hep sabaha kadar konuştuğumuz, lafladığımız, dertleştiğimiz bir durumda sanıyorum kendimi. Bir öğrenci evinde, önümüzde duran bir yemek masası üstünde muşambadan çiçekli böcekli bir masa örtüsü. Benim önümde bir bardak çay bir taraftan yudumluyorum, onda her zamanki gibi portakal suyu, bir taraftan da yazdıklarını can havliyle harıl harıl anlatıyor gibi. Hangi yazısı olursa olsun aklımda böyle bişey canlanıyor ve okuyorum. Eşek sıpası sürekli anlamadan dinlemeden trip atmaya çalışsa da her seferinde duvara tosluyor o ayrı :) Şu dersleri bi hallette daha fotoğraf turuna çıkacaz beee!!! İlkler ayrıdır. :)


Sorunlu. Ama seviyorum müdürümü :) Egosu tavan olsada bir o kadar da yerde lan! En azından benim gördüğüm öyle ve memnunum. He onun yazılarına gelelim. Kafayı buluyorum onun yazılarında. Zaten yakın sayılırız ve haliyle gözümün önünde karşı kapı komşumun kapıyı açıp bana apartmanda yankılana yankılana bir olayı anlatması gibi geliyor. :) Evet böyle yapacak bişey yok. Bazen de bir çay bahçesinde, gene elimde bir çay, her an bir espiri veya laf sokacakmışçasına karşımda gülen bir yüz, püfür püfür esen bir yaz akşamında muhabbet ediyormuşuz gibi bişeyler eşliğinde yazılarını okuyorum. Şimdi birde müdür falan oldu birde kokona olursa oww baby...

Geçmiş olsun hafız. Etrafımdaki kafa dengi herifler tek tek evlenmeye yol aldıkları şu zamanlarda bu herifin yazılarıyla kafamı açıyor desem yalan olmaz. Belki diğerleri kadar muhabbetimiz bile yok hatta sadece birkaç mailleşmeden ibarette olsa adam işi biliyor. Her ne kadar siyah tabanda dar ve uzun yazılarını zaman zaman okumakta zorlansam da seviyorum bu herifin yazılarını ve tespitlerini. Haa gel gelelim bu adamı okurken ki ruh halime işte orası biraz karışık. Bazı yazılarında bir kongre merkezinde topluluğa şu şöyle bu böyle diye hitap ediyor gibi gelse de çoğunda sanki bir banka oturmuşuz karşımızda gemiler izliyoruz. Dünya sikimizde değilmişçesine bana bişeyler anlatıyor. Kulağım onda, elimizde biraları yudumluyoruz ama konunun tam ortasında "hacı gidip kokoreç yiyelim mi?" dediğim de "hadi lan ben de acıktım" diyecek gibi bir durumda okuyorum desem yeridir. Kokoreççiye vardığımızda konu kaldığı yerden devam ediyor... Böyle de enteresansın hafız bende.

Kokona, kokoş... Ama kötü anlamda değil, iyi hoş sempatik kokona. Şöyle diyeyim Titanic'de Jack'in üstünü başını giydiren bir şendul vardı ya. Heh işte ta kendisi. :) Böyle yarım yamalak olsa da tanıyoruz birbirimizi. Eee bu hatunun yazılarını okurken ise kendimi Büyükada'da bahçesi olan bir ev, karşımda demir, yuvarlak, ayak kısımlarının boyaları kısmen deforme olmuş beyaz bir masada çayımızı yudumlarken anlatıyor sanki başından geçenleri. Hee birde kucağın kedisi ve masanın üstünde otisabi'nin kitabı... Bana anlatıyor anlatmasına ama az yaban çakalı değil yoldan geçen gençleri de bir taraftan kesiyor gözleriyle... :) 

Sadece attığım yorumlardan belki tanıyor belki tanımıyor. Ama yazmaya başlayalı okuyup takip ettiğim kişilerden birisi. Hiç tanışmıyoruz hiç tweet bile atmışlığımız yok. Ama yazılarını seviyorum. Aklı olduğunca başında son zamanlarda yorgunluktan ve yoğunluktan pek bi şikayetçi olsada... Pek bi atarlı, pek bi harbi... Hayalimde ise 30lu yaşlarına ramak kalmış, biraz uzunca boylu neden olduğunu bilmiyorum ama sarışın diye gözümün önünde canlanıyor. Yazıklarını okurken Lost'un arka bahçesi ambiansında okuyorum. Yani oradayız ve anlatıyor bana bişeyler. Lost'u Bakırköy'e gidenler bilir, 1 tane büyükçe bir ağaç ve dalların çok güzel gölge görevi gören bahçede tahtadan masalar, duvarlarda sessiz plazmalar, plazmalarda müzik kanalı, kulağı rahatsız eden müzik plazmalardakinden farklı... Böylede saçma bir yer işte. Sağımızda bar var, küllükte iki sigara, biralara eşlik ediyor. Sonra sevgilisi gelip bana dalıyoasdkansdajsdb... Gözümü bir açıyorum Acıbadem acildeyiz. :)) 

Kafasını her an belaya sokacak gibi. Daha ergen ama diğer aynı yaşta okuduğum bloggerlara istinaden daha sert ve daha farklı bir platformda olduğu için sürekli okuyorum. Asi ve anarşist geliyor. Yazdıkları farklı bir dünya. Aynı yaştakiler "öff üni'deki kız kıskandı vs" diye yazarak tespit yaparken bu hatun "müşteriyi dövdüm aldım façasını aşa hacııı" tarzındaki durumları ister istemez ilgimi çekiyor... Pek bi muhabbettimiz var, var da işte çok kopuk kopuk olmasına rağmen ben onu o beni tanıyor gibi. Ama ben onu okurken bir parkta tahterevalli'nin bi ucunda o bi ucunda ben birde onun elinde simit sanki duymuyormuşum gibi bağıra bağıra bişeyler anlatıyor gibime geliyor. Anlatıyor ama sürekli ya o cool adam ya başka bir onu seven herif. Hiç olmadı kırmızı ruj sence nasıl? Ya kırmızı kot? Sürekli söylememe rağmen sonuçların hepsi hayalkırıklığı vs... Ama o da bi çılgın tabi :))

Velhasılkelam böyle saçma sapan kısa kısa bir yazı oldu. Yani her zaman böyle olmuyor tabi. Kafamın rahat olması gerekiyor böyle moda girerek okumak için. Bazen sadece ekrana bakarak okuyor gibi oluyor hepsi bundan ibaret kalıyor. Yazmayı unuttuklarım, yazmadıklarım alınganlık vs. göstermesin durduk yere. Saat geç oldu zaten. He birde herkese olmuyor tabi tanıdıkça şekilleniyor değişiyor bir nevi yaşayan kitap gibi oluyorsunuz beynimde... ve sizi okumak hoşuma gidiyor... Bilin istedim. Evet katılıyorum, Delirdim...

Şuan aklıma geldi de bu olayı Mim, Ödül gibi şeye dönüştürerek yeni bir akım mı başlatsam? Yük altında bırakmak istemiyorum kimseyi çünkü bana biraz yük gibi geliyor. İsteyen yapar farketmez başlamış olur hoşunuza giderseniz yapın gitsin yaa... Yada siktiredin gitsin... :)



20 yorum:

  1. canım lokes zaten hep adada ev hayal etmişimdir :) bi gün olsun rakı balık yapalım hep birlikte beklerim yahu :) yeni bloggerları çekiştirir, eski blogların dedikodusunu yaparız fena mı olur? otisabi o zamana kadar ölmemiş olur işalla ben de helecanla kitaplarını okumaya etraftan cıvır kesmeye devam ederim :)

    YanıtlaSil
  2. İlişkimizi sosyal ağlara yansıtmak ne derece doğru?

    Nazar değecek sonra ahahdh :D

    Tribal enfeksiyonum zannediyorum 23 Haziran'da son bulacak. Temennimiz bu yönde. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 23ü olsun da bi son bulsun tribalenfeksiyonun :)

      Sil
  3. Az öncede yazdığım gibi nasıl fena duygulandım bilemezsin,bugün harbi fena zor bir gün geçirdim,yani işle güçle alakalı değil,tamamen aileyle ilgili.Ama öyle güzel geldi ki yazdıkların, çok yaşa. Ayrıca,seni sakin sakin okuyorum,her ne kadar "hey yaaa la" diye konuşacak samimiyette olmasak da;)

    Eyvallah hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun üstüne ne denir bilemedim dediğim gibi eyvallah :)

      Sil
  4. benim de "Siyahlı Kızı okuyorum" diye bi yazı görüp mutlu olucağım gün ne zaman gelicek tanrım, soruyorum şu an

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbet birileri yazar zamanla bana da yazan olmadı ama böyle daha iyi sanki :)))

      Sil
  5. bence hiç de saçma değil çok güzel bir yazı olmuş ^^
    içlerinden sadece iki tanesini takip ediyordum şimdi okuyabileceğim yeni bloglar bulduğum için havalardayım :)

    yeni bir blog açmak çok zahmetli iş.
    tüm takip ettiklerim de gitti diğer hesabımla beraber, yeni kanlar bulmaya çalışıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oww senin işi daha fenaymış. Yeni blog bulmanda vesile olduysam ne alaaaaa şukela :)

      Sil
  6. lokes yazınla tek ilgim içlerinden bazılarını ayıla bayıla okuyor olmam bundan gayrı yazacağım hiç bir şey bu yazıyla ilgili değil. sen o müzik listesini hazırlarken ne yaptın acaba sorarım sana? çok acımasızsın lokes çok.. bağımlılık yaptı gece açıyorum lokes ne dinleyin demiş ve sabaha kadar! ev arkadaaşım benden soğudu 'bebeyim elektrik faturası nolcek' diyerek.. allam geceleri senin seçtiğin şarkılar olmadan uyuyamaz oldum hatun sinsi sinsi gelip kapatınca uyanır oldum yazık bana falan yok ya iyi ki yapmışın ben gibi üşengeçlere şifa oldun. yalnız liste 3 tur dönüyo hocam acil el at ona da bilare e iyi o zaman öptüm bayyyy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay canına! Kafa dinlemece kısmını kullanan birisi varmış gerçekten. Ki kullananda çılgın ötesiymiş :) 3 tur! Sen naptın nirvanaya erersin sonrasında :))
      Şaka bi yana üşengeçlikten yenilerini ekleyemedim. bugün yarın yenilerini ekleyecektim zaten tam üstüne yazman iyi oldu. birkaç tane daha denk geldi.
      Esasında aklımda 150-200 parçalık bir seri var ama çok vaktimi alır gibi :)

      Sil
    2. yaparsan dinlerim yapmazsan kafanı kırarım demek isterdim ama fiziken mümkün değil ben de elimden geldiğince ara ara çemkirip sana hatırlatma yaparım kafanı kırmak yerine geçer heralde o zaman şimdiden kolay gelsin şu final dönemi bitmeden bi el at ama yoksa yoksa ne olur bilmiyorum zaten o ara dinleyebilir miyim onu da bilmiyorum zira yeni bir babam ankarada serisi beni bekliyo neyse bu kadar sen yap ben 5 tur dinlerim hazır yaz geliyo geceler uzun vesaire

      Sil
    3. ahahah tamam attım 15-16 tane. şimdilik idare eder gibi. Sen gene ara ara çemkir hatırlat genede :) Final döneminde de kolay gelsin.
      Hee bu arada İleride birkaç Türkçe parçada ekleyecem. Özellikle Orhan Gencebay - Dertler benim olsun kaçmaz. Bakalım o zamanda bu kadar takipte olacak mısın? :)

      Sil
    4. orhan gencebay dinlemez izlenimi mi yarattım elit audrey resmimle:D eğer olur da takipte kalmazsam sen benim kafamı kırarsın, bence anlaştık ve gayet adil oldu. dileklerin için sağol ama beni ancak sınavların 2 ay sonrasına ertelenmesi gibi bi mucize kurtarabilir. o zaman si yu

      Sil
  7. lokes beni burda deşifre etmişin resmen =)=) ama beni gözünde canlandırdığın şekil çok hoş , aslında tam da düşündüğün gibiyim.Sorunlarımsa evet aynen o kadar sıradan.Sevenlerime gelince de , ayy yok kıyametin dibine kadar ben hep yalnız kalcam sanırsam =)=) neyse ki bir ben değilim , birbirimize sataşır dururruz artık =) hem birgün seninle görüşmeden önceki hazırlığımı da yazacağım daha beenn..olacak yani =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahah yok yok deşifre yok :) esasında şeytan diyor feysten ekle çokoyu bi şok olsun da neyse :) Yalnız kalmazsın merak etme... yok ya kalırsın ya bu kadar birden palazlanan birisi yalnız kalır. Kendimden biliyorum. :)) Sonuç olarakta birbirimize sataşır dururuz artık :) Ve bir gün yaz bakalım hazırlığını bende merak ediyorum doğrusu :) Yazıda ne laf sokacaksın bana onu daha çok merak ediyorum. :)))

      Sil
    2. bu yazıyı sabırsızlıkla beklerim, alınmaca yok, en azından sonunda düzgün bir adamla görüşmüş olursun :)

      Sil
    3. duy çoko duy. İlk defa birisi bana "düzgün bi adam" dedi. huzurluyum :)

      Sil

Şimdi sen buraya yazıyorsun ya, Yaz be! Yazana birde sen yaz.