mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2012 Perşembe

Ben Neymiş(m)im

Blogger güzellerinden Missbone vakti zamanında beni ilk kez mimleyerek milli etmişti. O yüzden Missbone adını hiçbir zaman unutamayacam sanırım. Neyse baktı çok güzel devamını getireyim diyerek tekrardan mimlemiş sağolsun ama bu sefer güzel insan Cherry Wine'la birlik olmuşlar. Cherry'de mimlemiş sağolsun. Mimlenenlere biraz baktım da herkes bi börtü böcek durumlarında, birazdan okuyacağınız mim kısa kısa ve biraz aykırı gelebilir;

1) Yemek olsa ne yemeği olurdun?
Mantı
Öyle çok büyük iri taneli hazır mantılardan değil. Büyüklüğü maksimum baş parmağının tırnağı kadar olacak. Tabak güzelce dolacak üstüne SULANDIRILMAMIŞ sadece çırpılmış yoğurt dökülecek. Sıcak mantı yoğurtla buluşup soğumaya geçtiği sırada sos hazırlanacak. Bol tereyağ, 1 yemek kaşığı salça, kekik, pul biber, çok az karabiber (çok az). Bol tereyağından dolayı sulanmış gibi olan sosa 1 çay kaşığı nane atacaksın. Bu sosu biraz olsun toparlayıp akışkanlığını azaltacak. Sonra iyice çırptıktan sonra yoğurtta soğuyan mantının üstüne dök. Afiyet olsun bandıra bandıra ye beni işte. Daha ne olsun.

2) Müzik aleti olsan ne olurdun?
Vita yağı tenekesi. (Sarı olan varya o işte.)
Sonra salın beni ufak yaşta çocuğun o ellerine. Eline altığı ufak bir tahta çubukla tangırdatsın dursun. Çat, Çut sesler çıkartırken bacaklarıyla sıkıştırdığından biraz küt bir ses veririm hatta kısmen yanlarım içeri girer ama eğlencesi büyüktür.

2 Nisan 2012 Pazartesi

Che'mim Vol 2

Che'm gene mimlemiş beni sağolsun. Hiç eksik etmez her seferinde mimler beni. Her ne kadar da "tatile gidelim kafamızı dinleriz" teklifimi geri çevirse de severim sayarım kendisini. Neyse sorulara geçelim azizim.

Hayatınızda "artık yok" dediğiniz şeyler var mı?
Yok dediğim şeyin var olması biraz imkansız gibi. Neyse leblebi tozu ve leblebi helvası. Bilmem bilir misiniz ama küçülüğümün vazgeçilmeziydi bu ikili. Leblebi tozunu istinaden de olsa bazen bulabiliyorum. Ama Leblebi helvasına yıllardır denk gelemiyorum. Şuan yazarken aklıma geldi, herhangi bir Koska dükkanında niye aramadığım. Valla mim bi halta yaradı jetonu düşürdü.

Eskiden bu yana neler değişti sizce?
Sokaklar, apartmanlar, kaldırımlar, çocuklar, oyuncaklar, eğlence, arabalar, yatlar, köprüler, tüneller, şehirler, hava, su, toprak, anlayış, hoşgörü, insanlar, dünya, ve tabi ki Çelik... 80lerin ikinci yarısını hasbelkader anımsadığım, 90ları görmüş 2000'ler de işler çığırından çıkmaya başlayarak değişti her şey. Ajda aynı onda hemfikiriz.

16 Mart 2012 Cuma

Che'mim

Gülhane '11
" Hani küçükken sokakta top oynardıkta bazı teyzeler kapısının önünde örgü örerdi ya heh işte o " dedim ve bir bakmışım mimlendim. Tam olarak çözemesemde bu mim dalgasının nasıl devam ettiğini elimden geldiğince yapmaya çalışacam işte Cherry. Hadi bakalım;

1 - Kendini seviyor musun?

Nasıl sevmem ya, o kadar çok seviyorum ki gece uyurken kendime sarılarak uyuyorum. Bana sarılıp uyuyan olduğunda onu daha çok seviyorum o ayrı. Gözünden bir canlandır bakalım kendisine sarılıp uyuyan birisini :) yok yok tamam sevmem ama bol bol dalga geçerim kendimle.

2 - Yapmaktan hoşlandığın şeyler nelerdir?

Fotoğraf çekmek. Ama öyle stüdyo ortamında değilde daha çok dağ bayır gezerken deklanşöre basmak. Amatör fotoğrafçı diye algılama hemen sadece deklanşöre basınca çıkan o shutterın sesini seviyorum. Hobi heh hobi. Aylardır yapmadığım halı saha maçları da var. Kar yağmur demeden oynardık ama mazide tatlı bir gülümseme olarak kaldı. Hee birde olmazsa olmazlarımdan An-ı birlik karar alıp;
+Hadi Ankara'ya gidelim. -Olur
+Hadi İzmir'e gidelim. -Olur
+Mardin'e uçak biletleri ucuzlamış gitsek ya? -Olur.
+Aloo hadi in aşa Ankara'ya gidiyoruz sabah geri dönecez. -Tamam bekleyin.
seferlerim. Şaka gibi gelir belki ama "nargile içelim hadi" diye evden çıkıp Ankara'da Anıtkabiri ziyaret ettiğimizi hatırlıyorum. :)
Birde film arşivi. Arşivlemek yani.


7 Mart 2012 Çarşamba

Anam Mim'lenmişim.

Anne beni fişlemişler. Etiket olmuşum güzel bir blog yazarına. Anne tamam hemen başlama güzel dedim diye, sevgilisi var zaten.  Missbone'u yazılarıyla takip ediyorum sadece. Bonbon ne desen haklısın. Mim'in üstünden 1 hafta geçti belki ama koşuşturmaca falan derken kusura bakma. Zaten mimlenme olayını yeni çözdüm. Ne olduğunu yeni anladım ki mimlendiğimi şans eseri anladım sen düşün artık. Bizim bakkal nuri abi söyledi en sonunda "olum mim seni takip eden görüşünü almak istediği bişi neyim öyle bişey veresiyen de kabardı kapat bi ara." dediğinde jeton düştü benim. Daha çömezim buralarda. Bir önceki kapattığım blogları saymazsak. Zamanla oturacak her şey sıkıntıya gerek yok.  Missbone mim'in ardından 5-6 yazı yazdı ben halen mimlenmişim cevap verecem. Ehh bana yani neyse;

1-Hayatınız filme çekilse adı ne olurdu ve soundtrackinde hangi şarkılar yer alırdı? 
Sabit rüzgar olurdu.