bikadin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bikadin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2012 Çarşamba

Bi Kadın Var #4

Bi Kadın Var #4
Sessizlikten sağır olduğum şu evde basbas bağıran
Üstünde benim gömleklerinden biri,
Saçlarını el yordamıyla düzeltmiş ama halen biraz pasaklı
Yüzüne baktığımda hiçbirini görmediğim
Bana bişeyler söylenirken gözlerinin içine baktığımda donup kaldığım
O bağırıyor ama, ben hiç mi hiç duymuyorum
Kaybolmuşum, dalıp gitmişim O'na.
Belki biraz ufak tefek,
Kimileri minyon diyor ama öfkelendiğinde önünde durulmuyor.
Bağırsın, çığırsın,
Rahatlasın.
Seviyorum onu delicesine.
Masaya elini vurduğunda irkiliyorum
Kendime gelip "efendim?" diyorum.
"Dinlemiyor musun beni sen!!!?" diyor.
Dalıp gittiğimi söylesem ne değişecek? Belki daha da kötü olacak.
"Dalıp gitmişim" diyorum.
Ortalık karışıyor iyice.
Bu sefer salak salak sarılıyorum iyice. 
"Kahve istiyor musun?" diye soruyorum "yap bakalım" diyor.
Trip atmıyor ya tapıyorum.
Kavgada etsek zamanımızı trip atarak geçirecek kadar boşa geçirmediği için tapıyorum ona.
Kahveler bardaklardaki yerini alınca 
"Anlat bakalım şimdi sakin sakin" diye konuyu tartışıyoruz.
Belki saatlerce konunun artısını eksisini konuşuyoruz.
Haklıyı haksızı aramadan, 
"eee daha öncede böyle böyle..." diye başlayan cümleleri birbirimizin başına kakmadan
Önümüze en iyi şekilde nasıl yansıtabiliriz diye düşünüyoruz.
O anlık çözüm bulamasakta nasıl olsa üstesinden gelecez diye gülümsüyoruz kimi zaman.
"Ben duşa girecem" diye yanımdan ayrılıyor
Giderken hınzır hınzır gülümsüyor
Mutfak kapısından çıkıp gözden kaybolduğunda ardından yakalamak için fırlıyorum 
ve o an elim bardağa çarpıp dökülüyor.
Koridora gidiyorum banyo yada diğer odaların ışıkları sönük
Ve ben o an anlıyorum;
Belkide sen hiç yokmuşsun da ben kendi yalnızlığımda yaratmışım seni...


21 Mart 2012 Çarşamba

Bi Kadın Var #3

Ansızın bir kadın gelir. 
Senin somurtan suratına ifade katmaya çalışır. 
Yılların korkusundan belki ilkinde oralı olmasan da muhabbet etmek istersin. 
Her cümlende yalnızlığından sıyrıldığını hissedersin. 
Bir iki gülümseme derken birden yalnızlığından kaçarsın. 
Halbuki uzun zamandır alışmışındır. 
Belki de o kadının gülüşü seni söküp almıştır. 
O an farkında olmazsın belki ama sönüp giden heyecanı körüklemiştir gülüşü. 
Sen o gülüşün peşine takılır ve ilerlersin. 
Zaten kaybedecek neyin vardır ki artık? 
Elinde ne var da üzülebilirsin? 
Damağındaki tada mutluluk adını takarsın. 
bi kadın var
Hiç yoktan yalnızlık grisinden biraz olsun sıyrılmışsındır.
Ee sonra? 
Sonra giderken gülüşünü yanında götürür o kadın. 
Masadan kalkar ve uzaklaşır. 
Arkasından bakarsın taa ki merdivenlerden inip kaybolana kadar. 
Gözün orada kalmıştır içindeki dönüp gülümser umuduyla beraber.
Kafanı çevirirsin.
Tekrardan hoş geldin yalnızlık. 

29 Şubat 2012 Çarşamba

Bi Kadın Var #2

Bi kadın var 2
Oturma odasındaki eski moda rafta süslenişin gözümün önünde.
Ellerin saçlarında kabartmaya çalışıyorsun, 
Uğraşıyorsun, uğraşıyorsun, bir türlü tam istediğin gibi olmuyor,
Ben "tamam yeter" desem de için rahat etmiyor.
Çapraz köşeli aynada gözün bi karşında duran aynaya gidiyor, bir sağ taraftakine.
Karşındaki aynaya bakarken sağ taraftan da saçının, yüzünün sağ tarafını kontrol ediyorsun.
Heh işte o beklenen saçları geri atma hareketinde geldi.
Artık yüzünle oynamaya başlıyorsun. 
Bu sefer sadece karşındaki aynaya odaklanmış ve gözüne sürdüğün o zımbırtının fazla kaçmaması için dantel gibi işlemeye çalışıyorsun.
Ben kapıda dikilmiş seni izliyorum,
Gene geç kalkmışız, saat öğleden sonrayı çoktan geçmiş.
Biz yemek için dışarı çıkacaz.
Gözlerine sürme olayın bitince bana dönüp bir öpücük atıp tekrardan dönüyorsun aynaya.
Heeh işte. Çıktı o kırmızı ruj.
Sürmesen olmaz mı? Yakışmadığın değil bu dediğim. Yakışıyor. Çokta cezbedici oluyor fakat,
Bu işlerden anlamam ama şunu diyebilirim sana süt beyaz yüzün olduğu için rujun rengi biraz abartalı kırmızı gibi. 
Bu yüzden abartılıyor duruyor o süt beyaz güzel yüzünde. 
Belki biraz daha açık kırmızı olabilir. Ne dersin?
Genede sürmeye devam edip dudaklarını içeri çekerek ağzını açıp kapatıyorsun.
İyice yediriyorsun dudaklarına.
Bu sefer mutfaktan geliyor sesin "hayatım" diye.
Sesin duvarlara çarparak yankılanıyor evin soğukluğunda.
"Burası çok güzel ya burada ne yemekler pişiririm ben sana " diye devam ediyorsun ve "tabii yardım edersen" diye ekleyip hınzırca gülümsüyorsun.
Yüzümde bir gülücük açıyor demek istediğini altında yatanı anlayınca.
"Eşek sıpası" diyorum tam sarılacam.
Sesin bu sefer kapıdan geliyor.
İçinde bulunduğun "kimseye yakalanmayayım" duygusundan yüzünde bi tatlı telaş hakim.
Sanki küçük bir çocuğun boyunun eremediği dolaptan annesinin ona en sevdiği tatlıyı vermesini beklerken heyecanlanır da gözlerini açar bekler ya, aynı onun gibi bekleyip benden "hadi" lafını bekliyorsun.
Üstüne başına bakıyorsun tekrardan.
Gene o babetler ayakkabıların ayağında, ben artık alışmışım.
Ben kapıyı açtığımda sen kapının arkasına geçiyorsun çoğunda olduğu gibi.
Etrafa bakıyorum.
İçeride tatlı bir sabırsızlık.
Kapıyı tıklatıyorum.
Tekrardan kapıyı tıklatıyorum.
Arkasından zile basıyorum.
Açılmayan bir kapı.
Artık hunharca vuruyorum kapıya.
Apartman merdivenlerinde çınlıyor elimle kapıya yaptığım darbeler.
Ardından elim anahtarıma gidiyor.
Kapıyı yavaşça aralıyorum ve kapıya yaslanıyorum.
Ben kapıya yaslanmışım ve O an anlıyorum, 
belkide sen hiç yokmuşsun da ben kendi çaresizliğimde yaratmışım seni...

24 Şubat 2012 Cuma

Bi Kadın Var #1

Delicesine fotoğraf tutkunu,
Sabahın köründe kalkıp benimle sokaklara çıkan,
Şehrin sessizliğini sadece ikimizin bozduğu,
Sabahın ilk ışıklarını elimizdeki makinalarla bekleyip,
Gün ağırırken şakır şakır makinanın shutterlarını acımazsızın saydırdığımız,
Uzun pozlama sırasında doya doya öpüşüğümüz,
Öpüşmeler uzasın diye diyafram değerini iyice kısıp 30 sn hatta bulb moduna alıp çekim yaptığımız,
Ansızın “Hassiktir ya bu ne böyle çok bokeh” diye iğrenç espri yapıp gülüştüğüm,


Bir kadın var ama nerde?