Yıllar öncesi bile insanın uykusunu kaçırmaya yetiyor bazen... Olmuş, bitmiş, yaşanmış, geçmiş... Başlıklar halinde hatırlıyorsun anıları sonrasında içine girince derinliklerine kadar inebiliyorsun. O günlerin derinliklerinde kayboldukça içtiğin bayat çay bile taze geliyor. Kendini genç hissediyorsun. Oturduğun yerden gençleşiyorsun bi anlama. Beyninde o günlere dair fırtınalar kopuyor, zaman zaman kalbin bir heyecanla hızlanıyor, gamzelerin yanaklarında gülümsemeyle ortaya çıkıyor... Bazı anılarıda parça parça hayal meyal hatırlıyorsun. Hatırlamak istemiyorsun belkide kim bilir? Kaçtıkların, unutmaya çalıştıkların... Yarım kalmışlar. En kötüsüdür yarım kalmışlar. Gün geliyor öyle bir gidiyor ki aklındaki yarım kalmışlar içinde kalıyor. Alıp karşıma yıllar öncesinin şu konusunu iyisiyle kötüsüyle konuşalım diyemiyorsun... Bir gidiyor, kelimeler anlamını yitiriyor... Artık senin yüzünü güzelleştiren o gamzeli anılar bile canını yakıyor. Ve artık her anı acıtıyor...
5 Eylül 2012 Çarşamba
Ve artık her anı acıtıyor...
22 Haziran 2012 Cuma
Geçmişin İstanbul'unda Ayasofya
Velhasılkelam yapının 6 yılda bitmesi ve 20 yıl aradan sonra kubbenin çökmesini... Çöken kubbenin tekrar yapılışının 4 yıl sürmesini... Hatta Pozoyana tuğlalarının suda yüzebilecek kadar hafif olduğu halde, tuzsuz nehir kumu ve kireçten harçlanarak oluştuğu için bunun kalsiyum silikat etkisinin olup yani çatlasa bile kendi kendisini onarabildiğini... Bazı sütun ve kirişlerin günümüzde bile yamuk durduğunu... M.S. 500. yy'da depreme dayanıklı kolon/sütunların nasıl yapıldığını görmek istiyorsanız aşağıdaki Belgeseli izleyin...
Ben böyle böyle böyle bir belgesel var izleyin deseydim bok izlerdiniz. Belki biraz merakta bırakmışımdır da izlersiniz. Sıkıcı değil tam aksine süper ötesinde sürükleyici geldi bana...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)