Zamanı geliyor az kaldı. En son iki buçuk ay önce çıktı diye hatırlıyorum "bilmem kaç ışık yılı uzakta yeni dünya keşfedildi" haberleri. Üç beş gün sonra tekrardan çıkacak bu haberler. Arkasından en fazla iki gün lafını yapacaz. "abi su varmış bu sefer, yok olum orada çok gümüş ve kömür varmış" gibisinden. Sonra kıraathanenin masasında "abi teknoloji işte adamlar gidiyor biz halen buralardayız amk" diye hayıflanmalar. Tabi sonrasında unutacaz neyin bile bulunduğunu adını bile bilmediğimiz, bilim adamlarının dünya diye adlandırdıkları şeyi. Bilim adamı olmak vardı anasını satayım. Atıyorlar ortaya bir laf sonrasında herkesi inandırıyorlar, birde üstüne ay sonunda maaşlarını alıyorlar Tabi olmazla olmaz olan keşfedilen şeyi süslemek, "200 yıl ışık yılı uzakta bulundu bir dünya su var hava var birazda" diyerekten. Her süsleme mesafe biraz daha uzuyor.
Ama kimse de sormuyor "Aga nasıl olur bu iş?" diye.
Valla onu bunu bilmem ama ben inanmıyorum çünkü en basitinden bir yere gidip gelme örneğini verecem artık siz hesaplayın.
Valide sultanlarımız genelde bizi bilgisayar başında yakalar ve
"Nazım oğluuuumm... Kalk şu alt kattaki Naciye ablana şunlara götür" der.
Her ne kadar öncesinden biraz "Offfff anne işim var" diye mırın kırın etsekte sonrasında gelen "NAZIIIIIM!" uyarışı "tamam tamam" diyerekten son bulur.
İşte tam bu aşamada başlıyor bizim yeni dünya keşfimiz.
Önce bilgisayar başından kalkılır, oflana oflana "neyi anne" diyerekten valide sultanımızın yanına gideriz. ardından artık poşetti, tabaktı çanaktı neyimse artık elimize tutuşturulup kapıdan çıkarız. Hedef bellidir, Naciye teyzelere elimizdekiler götürmek. Naciye teyzemizin nerede olduğu farketmez, yola çıkılmıştır ve artık bir mesafe kaydediliyordur. Bu bazen 5 dk olur, bazen 10 dk. Naciye teyzeye varıldıktan devir teslim töreni yapılır ve kendi işiminiz başına yani bilgisayarın başına dönmek için yola çıkılır ve artık kaç dakikada gittiysek aşağı yukarı aynı sürede başlama noktasına geri gelinir. Varsayım 10 dakika sürdü bütün işimiz. Geri döndüğümüzde annemize kurduğumuz cümle "Hallettim anne" olur...
Şimdi yukarıda anlatmış olduğum olay hayata dair 10 dakikalık bir fizik kuralıdır. Madde bir yerden aldığı kuvvetle yola çıkar gideceği yere belli bir süre sonra varır ve ardından geri döner. Bilim adamlarının bahsetmiş oldukları zaman ölçü birimi Işık yılı. Yuhhhh! Bilmem kaç yüz IŞIK YILI arkadaş. Yani Işık hızında onca yıl gidecek anca o kadar yıl sonra varacak! Eeeee vardı diyelim hadi tamam gitti ışık yılında ve vardı diyelim. Bunun ışık yılları arasında telefon görüşmesi yapacak hali yok! Giden şey artık ne ise birde bunun dönüşü var ki gidip vardığını, sonrasında dönüp bize "bildirimde" bulunduğunu bilelim. Sen IŞIK YILINDA oraya gideceksin, Sonra gelip bize "bunu bunu buldum su var, hava var civa var" diyeceksin?
Benim fizik kurallarım bu bilim adamlarınınkine hiç uymuyor! Varın siz düşünün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Şimdi sen buraya yazıyorsun ya, Yaz be! Yazana birde sen yaz.